info@seninicinkolayingilizce.com
0000 000 00 00

İleri Seviye

If Clauses (Şart Cümlecikleri)

If Clauses (Şart Cümlecikleri)

If Clause (Conditionals), Türkçede “Koşul Cümleleri ” anlamına gelir. Şartla birlikte bir eylemin durumun nasıl gerçekleşeceğini anlatan yan cümlelerdir. Koşul cümleleri, ancak bir koşul söz konusu olduğunda ortaya çıkarlar. Olasılık ifade eden cümle kurmak istediğimizde “If Clause” yapısını kullanırız. Koşul cümlecikleri ana cümleden önce virgülle ayrılır fakat; ana cümleden sonra yazıldığındaysa hiç virgül kullanılmaz. Özetle Türkçe’de kullandığımız gibi,  “eğer... yaparsan,gidersen,görürsen,içersen... ” gibi şart belirten cümlelerdir.

If Clause yapısının 4 Tür Kullanım Şekli Vardır.  Kullanım şekillerini tablo da görmek için tıklayınız.

TYPE-0
Özellikle yasalar, kurallar ve bilimsel gerçekler olarak doğru kabul ettiğimiz doğruluğu kanıtlanmış genel geçerliliği olan şeyler hakkında konuşmak için kullanırız.
Cümle Yapısı:  

IF CLAUSE - KOŞUL  MAIN - SONUÇ
If + Present Simple Tense, Present Simple Tense


Örnek Cümleler
If I drink too much coffee, I can't sleep at night. (Çok fazla kahve içersem, geceleri uyuyamam.)
Ice melts if you heat it. (Isıtırsan buz erir.)
If the sun goes down, it gets dark. (Güneş batarsa, hava kararır.)
If you go to bed early, you'll get up early. (Erken yatarsan, erken kalkarsın.​)
If you study hard for your lesson, you will be successful. (Dersine çok çalışırsan, başarılı olursun.)
If you don't go to school, you will fail. (Okula gitmezsen başarısız olursun.)
If you drink too much cola, your teeth will rot. (Çok kola içersen, dişlerin çürür.)
If you want a clean world, you won't litter the floor. (Temiz bir dünya istiyorsan  yerlere çöp atmayacaksın.)
If you don't cover it well, you will get sick. (Üstünü güzel örtmezsen, hasta olursun.)

TYPE-1
Şu ana ait olasılıklardan bahsedilirken yani kesinliği belli olmayan ancak gerçekleşme veya gerçekleşmeme ihtimâli bulunan durumlarda kullanılır.Gelecekle ilgili durumlardan bahsedilirken kullanılır. Varsayımdan bahsettiği için gelecekle ilgili bir durum olsa da koşul cümlesi gelecek zaman ekini almaz. 

Cümle Yapısı:  

IF CLAUSE - KOŞUL MAIN - SONUÇ
If + Present Simple / Present Continuous / Present Perfect / Present Perfect Continuous Future Simple /
Can/ May / Might / Could / Must / Should 


Örnek Cümleler
If the weather improves,
we’ll go for a walk. (Hava düzelirse yürüyüşe çıkacağız.) - Havanın düzelmesi mümkün veya muhtemeldir.
If the weather improved, we could go for a walk. (Hava düzelirse yürüyüşe çıkabiliriz.) - Havanın düzelmesi muhtemeldir. Fakat yürüyüşe çıkma durumu ihtimal dahilindedir. Kesinliği yoktur.
Not: If the weather will improve. - Koşul cümlesi gelecek zamanda kullanılmaz.
If it doesn't rain tomorrow, we'll go to the beach. (Yarın yağmur yağmazsa sahile gideriz.)
Real Madrid will be top of the league if they win. (Real Madrid kazanırsa ligin zirvesi olacak.)
If I finish work, I'll call you. (İşimi bitirirsem seni arayacağım.)
If I find her address, I’ll send her an invitation. (Adresini bulursam, ona bir davetiye gönderirim.)
If you send this letter now, she will receive it tomorrow. (Bu mektubu şimdi gönderirseniz, yarın alacaktır.)
If I do this test, I will improve my English. (Bu testi yaparsam İngilizcemi geliştireceğim.)
If I find your ring, I will give it back to you. (Yüzüğünü bulursam sana geri veririm.)
Sinem will go shopping if she has time in the afternoon(Sinem öğleden sonra vakti olursa alışverişe gidecek.)
Zeynep will go to London next week if he gets a cheap flight(Zeynep, ucuz bir uçak bileti alırsa önümüzdeki hafta Londra'ya gidecek.)
If her boyfriend does not phone today, she will leave him. (Erkek arkadaşı bugün aramazsa onu terk edecek.)
If they do not study harder, they will not pass the exam. (Daha çok çalışmazlarsa sınavı geçemezler.)
If it rains tomorrow, I will not have to water the plants. (Yarın yağmur yağarsa bitkileri sulamam gerekmeyecek.)
You will not be able to sleep if you watch this scary film. (Bu korkutucu filmi izlerseniz uyuyamayacaksınız.)

TYPE-2
Gerçekleşme ihtimal olmayan konuşma anındaki hayali durumları ifade ederken kullanılır. Konuşulan zamanda hayali bir durumdan bahsettiği için If li cümle Past Simple Tense Kullanılır.. Ana cümle de ise şimdi ve gelecekte bir hayali durumdan bahsettiği için şimdi veya gelecek zaman kullanılır.
Cümle Yapısı:  

IF CLAUSE - KOŞUL MAIN - SONUÇ
If + Past Simple / Past Continuous Would / Could / Might


Örnek Cümleler
If I could speak a foreign language, I could find a job easily. (Eğer yabancı bir dil bilseydim, kolaylıkla iş bulabilirdim.) – Cümleyi anlamak için kendimize soru sorabiliriz okurken. Kişinin şu anda kolaylıkla iş bulabilmesi yabancı dil bilme şartına bağlı olduğu anlamı çıkmakta ve hayali bir durumu ifade etmektedir.
If i bought the ticket, I would watch the film. (Bileti satın alsaydım filmi izlerdim.) 
We would stay at home if it snowed. (Kar yağsa evde kalırdık.)
If she won a lot money, she might go to France. (Çok kazansa Fransa’ya giderdi.)
I would sleep until noon if I didn’t go to work. (İşe gitmeseydim öğleye kadar uyurdum.) 
I would buy a new computer if I had more money. (Daha fazla param olsa yeni bir bilgisayar alırdım.)
I would invite all my friends if I had a house by the beach. (Plajda bir evim olsaydı tüm arkadaşlarımı davet ederdim.)
If he had more time, he would learn karate. (Daha fazla zamanı olsaydı karate öğrenirdi.​)
She would spend a year in the USA if it were easier to get a green card. (Yeşil kart alması daha kolay olsaydı ABD'de bir yıl geçirirdi.)
We would stay at home if it snowed. (Kar yağsa evde kalırdık.)

Not: Tip 2 de past simple ve past continuous tenslerde  I, ve he, she it öznelerinde ’was’ yardımcı fiilleri yerine sadece ‘were’ kullanılır. 
If I were rich, my life would change completely. (Zengin olsaydım hayatım tamamen değişirdi.) - Bu cümlede olduğu giibi I was yerine "were" kullanılmıştır. Kişinin hayatının değişmesi zengin olmasına bağlı olduğu ve şu anda olmayan bir durumu ifade etmektedir.

TYPE-3
Geçmişte gerçekleşmeyen ya da gerçekleşmesi mümkün olmayan olaylar hakkında konuşmak için past perfecti kullanırız. Tamamlanıp geçmişte kalmış durumları belirttiği için geçmiş zaman formları tercih edilir. 
Cümle Yapısı:  

IF CLAUSE - KOŞUL MAIN - SONUÇ
If + Past Perfect / Past Perfect Continuous Would / Could  / Might 


Örnek Cümleler
If you had done your homework,
 you would know the answer. (Eğer ödevini yapmış olsaydın, cevabı bilirdin.) - Ödevini yapmadığın için cevabı bilmiyorsun.
If I had got the job, we might be living in Paris now.  (İşi alsaydım, şimdi Paris'te yaşıyor olabilirdik.) - İşi almadım, bu yüzden şu anda Paris'te yaşamıyoruz.
You could have stayed with us if you had come to London. (Londra'ya gelseydin, bizimle kalabilirdin.) - Londra'ya gelmediğiniz için bizimle kalamazdınız.)
If we hadn't spent all our money, we could take a holiday. (Tüm paramızı harcamasaydık, tatile çıkabilirdik.) - Tüm paramızı harcadık, bu yüzden tatil yapamayız.
If I had got the job, we would be living in Paris. (İşi alsaydım, Paris'te yaşıyor olurduk.) - İşi almadım, bu yüzden Paris'te yaşamıyoruz.
If the forwards had run faster, they would have scored more goals. (Forvetler daha hızlı koşsaydı, daha çok gol atarlardı.)
Their motivation would have improved if they had kicked a goal during the first half. (İlk yarıda gol atmış olsalardı motivasyonları artacaktı.)
If the goalie had jumped up, he would have caught the ball. (Kaleci zıplamış olsaydı, topu yakalardı.)
The game would have become better if the trainer had sent a substitute in during the second half.  (Antrenör ikinci yarıda bir yedek göndermiş olsaydı oyun daha iyi hale gelirdi.)
If our team had won the match, they would have moved up in the league. (Takımımız maçı kazanmış olsaydı, ligde yükselirdi.)
If you had studied for the test, you would have passed it. (Eğer test için çalışmış olsaydın, geçecektin.) 
If you had asked me, I would have helped you. (Bana sorsaydın, sana yardım ederdim.) 
If we had gone to the cinema, we would have seen my friend Zafer. (Sinemaya gitmiş olsaydık, arkadaşım Zafer'i görürdük.) 
If you had spoken English, she would have understood. (İngilizce konuşmuş olsaydın, o anlardı.) 
If they had listened to me, we would have been home earlier.  (Beni dinleselerdi, daha önce evde olurduk.) 
If I had not broken my leg, I would have taken part in the contest. (Bacağımı kırmasaydım yarışmaya katılırdım.) 
If it hadn't started to rain, we would have walked to the museum.  (Yağmur yağmasaydı müzeye yürüyecektik.) 
We would have swum in the sea if there hadn't been so many sharks there. (Orada bu kadar çok köpek balığı olmasaydı, denizde yüzebilirdik) 
If she had taken the bus, she wouldn't have arrived on time. (Otobüse binmiş olsaydı, zamanında varamazdı.) 

DİĞER KONULAR

HIZLI İLETİŞİM

Sorun Ve Şikayetlerinizi Bize Hızlı Bir Şekilde Bildirin