Modal Verbs (Yardımcı Fiiller)
Bu dersimizde İngilizce'deki tüm modal'lar birlikte ele alınacaktır. Modal, “Kiplik” demektir. Modal'lar yardımcı fiil sisteminden yararlanan ancak farklı fonksiyona sahip kalıplardır. Modals (aynı zamanda modal verbs, modal auxiliary verbs, modal auxiliaries olarak da adlandırılır) İngilizce'de düzensiz davranan özel fiillerdir. "work,play,visit, ..." gibi normal fiillerden farklıdırlar ve onu izleyen ana fiilin işlevi hakkında ek bilgi verirler. Çok çeşitli kullanımlara sahiptirler.
Modal'ların bazı özellikleri:
- İki modal kesinlikle yan yana kullanılmaz.
- Yardımcı fiiller anlamlarını yükleme katmazlar. Fakat Modal' lar anlamlarını yükleme katarlar.
- Tüm Modal'larda cümle yapısı daima Modal+V1, yani fiillerin birinci hali ile kullanılırlar.
- Modal'lar çekimsizdir. Yani şahıslara göre değişmezler.
- Formlarını asla değiştirmezler. "s", "ed", "ing" ekleyemezsiniz ...
- Her zaman kendisinden sonra "to" bulunmayan bir mastar gelir.
- Konuşmacıların "izin, yetenek, isteklilik, kabiliyet, yükümlülük, yasak, gereklilik, tavsiye, olanak, imkan, olasılık" gibi işlevleri ifade ederken kullanılırlar..
CAN
-e bilmek, -a bilmek anlamına gelen can ve can’t yetenek, olasılık, rica ve izin gibi durumlardan bahsederken kullanılmaktadır.
Cümle Yapısı: Özne + can + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
yetenek (Şu anda) |
I can speak English. (İngilizce konuşabilirim.) |
izin (Şu anda) |
Can I go to the cinema? (Sinemaya gidebilir miyim?) |
olasılık | Smoking can cause cancer. (Sigara içmek kansere neden olabilir.) |
istek | Can you wait a moment, please? (Bir dakika bekler misin lütfen?) |
teklif | I can lend you my car till tomorrow. (Sana arabamı yarına kadar ödünç verebilirim.) |
öneri | Can we visit Grandma at the weekend? (Hafta sonu büyükannemizi ziyaret edebilir miyiz?) |
COULD
“can” modal kelimesinin geçmiş zaman şekli olarak, geçmişteki yetenek,izin gibi yapabilirlik ifade ederken kullanılır.
Cümle Yapısı: Özne + could + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
yetenek (geçmişte) |
When I was younger I could run fast. (Gençken hızlı koşabilirdim.) |
izin (geçmişte) |
Excuse me, could I just say something?(Affedersiniz, bir şey söyleyebilir miyim?) |
Soru * (kibar) |
Could I go to the cinema,please? (Sinemaya gidebilir miyim lütfen?) |
olasılık * | It could rain tomorrow! (Yarın yağmur yağabilir!) |
istek * (kibar) |
Could you wait a moment, please? (Biraz bekler misin lütfen?) |
teklif * (kibar) |
I could lend you my car till tomorrow. (Sana arabamı yarına kadar ödünç verebilirim.) |
öneri * (kibar) |
Could we visit Grandma at the weekend? (Hafta sonu büyükannemizi ziyaret edebilir miyiz?) |
BE ABLE TO
-e bilmek, -a bilmek can ile aynı anlamına gelmektedir yetenek, olasılık, rica ve izin gibi durumlardan bahsederken kullanılmaktadır. Can ile ayrılan yönleri can şimdiki zaman ve geniş zamanda kullanılırken. Be able to geçmiş, gelecek, şimdiki, geniş ve diğer zamanlarda kullanılabilirler.
Cümle Yapısı: Özne + be able to + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
yetenek (Şu anda) |
I am able to speak English. (İngilizce konuşabilirim.) |
izin (Şu anda) |
Am I able to go to the cinema? (Sinemaya gidebilir miyim?) |
olasılık | Will he be able to play football? (Futbol oynayabilecek mi?) - Gelecek zaman formudur. Can de kullanılmaz. |
istek | Are you able to wait a moment, please? (Bir dakika bekler misin lütfen?) |
yetenek geçmiş zaman |
I was able to play football. (Futbol oynayabildim.) - Can de kullanımı yoktur. |
Gelecek zaman Olumsuz |
I will not be able to play football. (Futbol oynayamayacağım.) - Gelecek zaman olumsuz çekimidir. Can da kullanılmaz. |
MAY
"-e bilir, -a bilir" anlamına gelir. Şu andaki ya da gelecekteki olasılık, izin, dilek ve bazende amaç belirtmek için kullanılır. "Can" kelimesine göre daha resmidir. Resmi ingilizce ve yazışma dilinde daha fazla kullanılır.
Cümle Yapısı: Özne + may + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
olasılık | He may come tonight. (O bu gece gelebilir.) |
izin (şu anda) |
May I use your mobile? (Telefonunuzu kullanabilir miyim?) |
öneri (kibar) |
May I help you? (Size yardım edebilir miyim?) |
MIGHT
"-e bilir, -a bilir" anlamına gelir. “may” belirtecine göre daha resmi ve kibar bir kullanıma sahiptir. Olasılık ifade ederken "may" yapısına göre gerçekleşme ihtimali daha düşüktür.
Cümle Yapısı: Özne + might + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
olasılık * | It might rain tomorrow! (Yarın yağmur yağabilir!) |
izin (kibar) |
Might I suggest an idea? (Bir fikir önerebilir miyim?) |
MUST
"-meli, -malı" zorunluluk,gereklilik,güçlü tahmin ve güçlü tavsiye bildiren yardımcı fiildir. Zorunluluk ve gereklilik söyleyen kişiyle ilgilidir. Dışarıdan herhangi bir baskı yoktur. Güçlü tahmin ve tavsiyede ise anlamı güçlendirmek için kullanabiliriz. Tavsiyelerde normalde should kullanırız. Fakat bu anlamları kuvvetlendirmek istediğimizde "must" kullanabiliriz.
Cümle Yapısı: Özne + must + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
zorunluluk gereklilik |
Students must obey the school rules. (Öğrenciler okul kurallarına uymalıdırlar) |
olasılık (kuvvetli) |
He must be very tired. He's been working all day long. (Tüm gün çalışıyor. Çok yorgun olmalı.) |
tavsiye (kuvvetli) |
If you want to lose weight, you must exercise regularly. (Kilo vermek istiyorsanız düzenli egzersiz yapmalısınız.) - Should yerine kullanılarak anlamını kuvvetlendirmiştir. |
yasak | You must not smoke in the hospital. (Hastanede sigara içmemelisiniz.) |
HAVE/HAS TO
"Zorunda olmak" Bu modal'daki zorunluluk nedeninle dışardan (bir kural,kanun veya dış etken) bir gücün etkisiyle birşey yapmak zorunda olduğumuzda bu modal'ı kullanırız.
Cümle Yapısı: Özne + have/has to + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
zorunluluk gereklilik (kural) |
All the students have to obey the school rules. (Tüm öğrenciler okul kurallarına uymak zorundadır.) |
olumsuz kullanımı | We don’t have to get up early. (Erken kalkmak zorunda değiliz) |
SHOULD/OUGHT TO
"Gerekir... malısın... melisin" Her ikisi de “tavsiye öneri” anlamında kullanılır.
Cümle Yapısı: Özne + should/ought to + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
tavsiye öneri |
The weather is rainy. You should/ought to take your umbrella. (Hava yağmurlu. Sen şemsiyeni almalısın.) |
olumsuz kullanımı | He shouldn't go to dentist. (O dişçiye gitmemelidir.) |
USED TO
Geçmişte sürekli olarak yapılan ama artık yapılmayan eylemleri ya da alışkanlıkları ifade ederken bu kalıbı kullanırız.
Cümle Yapısı: Özne + used to + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
geçmişte alışkanlık | I used to play football. (Eskiden futbol oynardım.) |
olumsuz kullanımı | I didn’t use to play tennis (Eskiden tenis oynamazdım.) |
Önemli Not: Used to kalıbıyla olumsuz cümle kurarken veya soru “Did” yardımcı fiili “used to“ olarak yazılmak yerine “use to” olarak yazılmalıdır.
WOULD
Will'in geçmiş zaman halidir.
Cümle Yapısı: Özne + would + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
Gelecek zamanın hikayesi | He would be here at five o’clock. (O, saat beşte burada olacaktı.) |
reddetme olumsuz kullanım |
He wouldn’t tell me his number. (O bana numarasını söylemezdi.) |
teklif ve rica | Would you like to join us tomorrow? (Yarın bize katılmak ister misin?) |
Gerçek dışı geniş zaman | I would eat less if I were you. (Yerinde olsam daha az yerdim.) |
Varsayım | I would phone Ayşe if I had her number. (Numarası bende olsaydı Ayşe'yi arardım) |
Geçmişte alışkanlık | I would run everyday when I was at university. (Üniversitedeyken hergün koşardım.) |
Will'in geçmişi | They said they would visit us tomorrow. (Yarın bizi ziyaret edeceklerini söylediler.) |
WILL
Gelecek zamanla ilgili cümle kurarken bu yapı kullanılır.
Cümle Yapısı: Özne + will + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kullanım | Örnekler |
Gelecek zaman | I will take an exam tomorrow. (Yarın sınava gireceğim) |
söz vermek | I will stop smoking. (Sigarayı bırakacağım.) |
tahmin varsayım | I think it will rain on Friday. (Cuma günü yağmur yağacağını düşünüyorum.) |
durum | This auditorium will seat 1000. (Bu salon 1000 kişi alır.) |
söz verme | You will have your money tomorrow. (Yarın paranı alacaksın.) |
dilek,istek, talep |
Will you please shut the door? (Lütfen kapıyı kapatır mısın?) |
SHALL
Will anlamında kullanılan diğer bir ifade "shall" dir.Will ile aynı anlama gelmektedir. Fakat shall günümüzde kullanımı konuşma ve yazışma dilinde çok az ve sınırlıdır. Will de kullanımı daha yaygındır. I(Ben) ve We(Biz) için kullanılır. Kısa yazılışı will de olduğu gibi "ll" şeklindedir. Diğer öznelerle birlikte de kullanımı mümkün olmaktadır, fakat normal şartlarda kullanılmazlar.
Cümle Yapısı: Özne + shall + verb1 + nesne + belirteç + yer + zaman
Kısaltılmış Şekli: Shall , will gibi I’ll, we’ll olarak kısaltılabilir. Olumsuzlarda ise Shall not= shan’t şeklindedir.
Kullanım | Örnekler |
Gelecek zaman | I shall take an exam tomorrow. (Yarın sınava gireceğim) |
öneri | Shall we go on a holiday? (Tatile çıkalım mı?) |
teklif tavsiye |
Shall I lend you some money? (Sana biraz ödünç vereyim mi?) |
* Geçmiş zamanda kullanılmazlar,gelece dair atıfta bulunurken kullanılır.